Translate Turkish Arabic وسع عليه
Turkish
Arabic
related Results
-
katlamak (v.)more ...
-
geçinmek (v.)more ...
- more ...
-
çevrelemek (v.)more ...
-
mertebe (n.)more ...
-
kabiliyet (n.)more ...
-
anlamak (v.)more ...
-
uzatmak (v.)more ...
-
emmek (v.)more ...
-
kapsamak (v.)more ...
-
kavramak (v.)more ...
-
büyültmek (v.)more ...
-
genişletmek (v.)more ...
-
genişlemek (v.)more ...
-
soğurmak (v.)more ...
- more ...
-
tavanarası (n.)more ...
-
borç (n.)more ...
- more ...
-
nedensellik (n.)more ...
-
sakıncalı (adj.)more ...
- more ...
-
mesuliyetsiz (adj.)more ...
- more ...
-
emniyetli (adj.)more ...
- more ...
-
kapaklı (adj.)more ...
-
aşina (adj.)more ...
-
göreneksel (adj.)more ...
- more ...
Examples
-
Sahip olduğu bu denli açık fikirliliği gösteriyor.. يدل على وسع مخيلتها
-
Çünkü ben çok daha canlı birilerini buldum.نحن حقا سعيدين بأنك مسيطرة على الوسع هنا .
-
Kesenin elverdiği kadar iyi giyin, ...zengin ama... ...gösterişsiz olsun giydiğin.انفق ووسع كيسك على ثيابك على الا تغتر بها فاخرة لا صارخة
-
Jurg işini çok iyi bilse de bana bir yararı kalmadı artık.(على رغم وسع حيلة (يورغ ...إلّا أنّه لا يفيدني الآن
-
Adam askeri güçleri inanılmaz ölçüde genişletiyor.لقد وسع قوى الجيش العسكري على مستوى ضخم
-
Bu senaryodan parayı çıkardığınızda, çok farklı dürtüler olacaktır.,لو كان في وسع الناس الحصول على ضروريات الحياة .تتغيير الحوافز لديهم
-
Rızkı kısılmış bulunan da Allah ' ın kendisine verdiğinden versin . Allah , bir kişiye ne vermişse ancak onu yükler , ( kimseye gücünün üstünde bir şey yüklemez ) .لينفق الزوج مما وسَّع الله عليه على زوجته المطلقة ، وعلى ولده إذا كان الزوج ذا سَعَة في الرزق ، ومن ضُيِّق عليه في الرزق وهو الفقير ، فلينفق مما أعطاه الله من الرزق ، لا يُكَلَّف الفقير مثل ما يُكَلَّف الغني ، سيجعل الله بعد ضيق وشدة سَعَة وغنى .
-
Rızkı kısıtlı tutulan da , artık Allah ' ın kendisine verdiği kadarıyla versin . Allah , hiçbir nefse ona verdiğinden başkasıyla yükümlülük koymaz .لينفق الزوج مما وسَّع الله عليه على زوجته المطلقة ، وعلى ولده إذا كان الزوج ذا سَعَة في الرزق ، ومن ضُيِّق عليه في الرزق وهو الفقير ، فلينفق مما أعطاه الله من الرزق ، لا يُكَلَّف الفقير مثل ما يُكَلَّف الغني ، سيجعل الله بعد ضيق وشدة سَعَة وغنى .
-
Varlıklı olan kimse , nafakayı varlığına göre versin ; rızkı ancak kendisine yetecek kadar verilmiş olan kimse , Allah ' ın kendisine verdiğinden versin ; Allah kimseye , verdiği rızkı aşan bir yük yüklemez . Allah , güçlükten sonra kolaylık verir .لينفق الزوج مما وسَّع الله عليه على زوجته المطلقة ، وعلى ولده إذا كان الزوج ذا سَعَة في الرزق ، ومن ضُيِّق عليه في الرزق وهو الفقير ، فلينفق مما أعطاه الله من الرزق ، لا يُكَلَّف الفقير مثل ما يُكَلَّف الغني ، سيجعل الله بعد ضيق وشدة سَعَة وغنى .
-
Vaktihali yerinde ve eli geniş olan , vaktinehaline göre nafaka versin ve rızkı dar olana gelince , Allah , kendisine ne verirse onun bir kısmını nafaka olarak versin ; Allah , hiç kimseye , kendi verdiği miktardan daha fazla bir şey teklif etmez ; Allah , güçlükten sonra bir kolaylık verecektir .لينفق الزوج مما وسَّع الله عليه على زوجته المطلقة ، وعلى ولده إذا كان الزوج ذا سَعَة في الرزق ، ومن ضُيِّق عليه في الرزق وهو الفقير ، فلينفق مما أعطاه الله من الرزق ، لا يُكَلَّف الفقير مثل ما يُكَلَّف الغني ، سيجعل الله بعد ضيق وشدة سَعَة وغنى .